İnsan düşünen bir varlık değil mi? Düşünen her varlığın insan olduğu doğru bir önerme olsa da her insanın düşündüğünü söylemek sağlam bir "oturak" ister. Bende o "oturak" yok arkadaşım! Bugün yolda işe giderken bir kedi görmem bu ego patlaması karın ağrısını düşündürdü.
Yadırgadığım bir şeydir, duvara paralel bir vaziyette popo dışarı çıkmak suretiyle aynanın önündeki iki kızın yaklaşıp dudakları büzerek çektikleri fotoğraflar. Ayar olurum kısacası. Bu "ilgilenin benle" demektir, aynada yansıyanla beraber 4 kişi olunca, "çok kişilikliyim" ben demek de olabiliyor. Yani bir nevi şizofrenler bu arkadaşlar.
Ha, dipnot: evet bunları yazabilecek kadar egom var, sayın okur...
Bu insanların düşünmediğini söyleyemem, yani bir şeyler düşünüyorlar...ama... ne bileyim... yani... sen-ben gibi düşünmüyorlar onlar? Öyle değil mi? Yani benim öyle bir fotoğrafım yok? Aynaya vantuzlu çöpçü balığı gibi yapıştığımı da hatırlamıyorum. Senin de yok? O halde normaliz...
Konu buraya kadar insanlar üzerinden ilerledi ama varmak istediğim yer hayvanlarla ilgili. Bir kedi gördüm, bir ara o manzara aklımda kalırsa çizip blog'a atarım tam olarak neyi kastettiğimi anlarsınız. Kedi kaldırımdan uzanmış, ayna gibi yüzeyi olan bir Alpha-Romeo'nun kaputundaki kendi yansımasına pati atıyor, uzaklık açısından bunun adı teorik olarak "telepati"(yanlış mı biliyorum? hataylıysan ara o zaman)... Kedi o yüzeydeki yansımayla saatlerce uğraştı, diye tahmin ediyorum. Size birilerini anımsattı mı? Okuyan erkekler kartoroz sesleriyle "KADDIIINNLAAAR" diye bağırıyor olabilir ama ben "İNSAAANNLAAAR" diyerek sizi yanıltmak isterim... Hepimiz aynanın karşısında o kedi gibi debeleniyoruz, tek farkımız 4 ayağımız üzerinde değilde 4 teker üzerinde gitmemiz mi? Bizim işimize yaramasından çok dünyaya ve kendimize zarar vermemize neden olan "icat"larımız mı?
Düşünüyorum Einstein atom bombasını buluyor. Atom bombasını atan intihar ediyor, Einstein tarihin en büyük fizikçisi oluyor. Einstein'ın dil çıkaran resminden daha sevimli geliyor şapşal şapşal bana bakan o kedi...
İçimizde keşke birazcık hayvanlık kalmış olsaydı da dünyaya biraz daha saygı duyabilseydik, ama insan olmayı o kadar abartıyoruz ki evrenin tek sahibiymişiz gibi davranmayı bize hak diye veren metinleri seviyoruz.
Daha dünya dışına bile çıkamamışken...
İnsan olmaktan çoğu zaman utanıyorum, bir kedi gibi saf, bir leopar gibi pür, bir fil kadar büyük, bir balina kadar korkusuz, bir ornitoreng kadar garip, bir kunduz kadar mühendis, bir karga kadar kurnaz, bir kurt gibi takım, bir ayı kadar yalnız olmak... İnsan olmak böyle şeylerden geçiyor. İnsan olmak hayvanlığı tanımaktan geçiyor...
Şişmemeliyiz yani dostum. "Sen şişersen, herkes patlar!"
Akşam üzeri porsiyonu da böyleydi...
Bugünlük galiba benden bu kadar, aksi bir durum olursa sana haber veririm ;)
İdareten varoluşlar kardeşim, vaya con dios...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder